TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası

Oturum Konuları

“75. YIL ÖZEL ŞÜKRAN OTURUMU: Ord. Prof. Dr. Dr. H.c. Ing. Muharrem SATIR”

ERDİN BOZKURT – OSMAN PARLAK – HEINRICH TAUBALD


Muharrem SATIR, 1945 yılında Rize’de dünyaya gelmiştir. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Yüksek Jeoloji Bölümü’nden 1968 yılında mezun olduktan sonra bir süre Maden Tetkik Arama (MTA) Enstitüsü’nde çalışmıştır. MTA burslusu olarak gittiği Bern (İsviçre) Üniversitesi Mineraloji-Petrografi Enstitüsünde Dr. Jäger danışmanlığında 1975 yılında doktora çalışmasını tamamlamıştır. 1976-1977 yıllarında Berlin (Almanya) Teknik ve Münih (Almanya) Üniversitesitelerinde doktora sonrası araştırmalar yapmıştır. Muharrem SATIR, MTA bünyesinde Jeoloji Dairesi Başkan Yardımcılığı görevini 1977-1980 yıllarında yerine getirmiştir.

1980-1984 yılları arasında Tübingen (Almanya) Üniversitesi Jeokimya Enstitüsünde Baş Asistan olarak, 1984-1988 yılları arasında da Münih (Almanya) Teknik Üniversitesi’nde Doçent olarak Jeokimya Laboratuvar Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Muharrem SATIR, 1989 yılından itibaren Tübingen Üniversitesi Yerbilimleri Fakültesinde Profesör kadrosuna atanarak Jeokimya Kürsü Başkanlığı, Fakülte Dekanlığı ve Dekan Yardımcılığı gibi bir çok idari görevlerde bulunmuş olup 31 Mart 2010 yılında emekli olmuştur.

Muharrem SATIR, 200’ün üzerinde bilimsel yayının yanı sıra pek çok uluslararası mesleki dergilerde bilirkişi ve danışmanlık yapmış, Türkiye ve Avrupa’da bir çok uluslararası toplantılar organize etmiştir.

Muharrem SATIR başarılı akademik yaşamının yanısıra, özellikle Almanya ve Türkiye arasında hem sosyal hem de bilimsel ilişkilerin geliştirilmesi hususunda özverili çalışmalar gerçekleştirmiştir. 1988-1993 yıllarında Stuttgart Türk-Alman Derneği Başkanlığı, 1993-2003 Liberal Türk-Alman Baden-Württemberg Derneği Kurucu Üyesi ve Başkanlığı, Stuttgart Türk-Alman Forum’u Kurucu Başkanı ve Mütevelli Heyeti Üyeliği, Çanakkale Troia Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı ve Tübingen Troia Vakfı Mütevelle Heyeti Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur. Muharrem SATIR, Türkiye’de lisans ve lisansüstü düzeyde bir çok öğrenciye danışmanlık yapmıştır.

Muharrem SATIR, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından “Fahri Doktora” unvanına, 2010 yılında Alman-Türk Forumu tarafından “Manfred Rommel” ödülüne ve 2012 yılında Baden-Württemberg Eyaleti “Liyakat Nişanı”na layık görülmüştür.


 “ANTROPOSEN VE ANTROPOJENİK KİRLİLİK OTURUMU”

ÖKMEN SÜMER – NURAY ÇAĞLAR – DENİZ ŞANLIYÜKSEL YÜCEL –EROL SARI – FATMA TOKSOY KÖKSAL


Günümüzde doğa üzerindeki en etkin şekillendirici faktör insan aktiviteleridir.  Her geçen gün artan sanayileşme, kentleşme, fosil yakıtların kullanımı, kontrolsüz madencilik ve tarım faaliyetleri gibi insan kaynaklı etmenler sonucunda doğada oluşan antropojenik kirlilik ile birçok canlı türü zarar görerek nesli tükenmekte ya da azalmaktadır. Antropojenik kirlilik çalışmaları dünyada ilk kez 19. yüzyılın ortalarında, ülkemizde ise 20. yüzyıldan itibaren yoğun olarak çalışılan bir konudur. Özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren antropojenik etkilerin, jeolojik kayaçlar veya olaylarda gözlenebilir ve ölçülebilir olmasından yola çıkarak, içinde bulunduğumuz jeolojik seri olan Holosen’in zamansal olarak ayrılması ve Antroposen şeklinde yeni bir jeolojik seriye girilmesi gerektiği fikri ortaya atılmıştır. Antropojenik kirlilik ve Antroposen’nin zamansal olarak ayrılması çalışmaları disiplinler arası bir konu olup, yer, deniz ve atmosfer bilimlerinin tamamını kapsayan geniş bir etki alanına sahiptir.

Bu bağlamda, 72. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda ilk kez düzenlenerek büyük bir katılımla ilgi gören ve bu yılki 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda ikinci kez düzenlenecek olan “Antroposen ve Antropojenik Kirlilik Oturumuna” disiplinler arası bilgi paylaşımının sağlanması ve konunun önemi hakkında farkındalık yaratmak amacıyla değerli sunumlarınız ile yapacağınız katkılarınızı bekliyoruz.


“BİLGİ TEKNOLOJİLERİ, UZAKTAN ALGILAMA VE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ OTURUMU”

KAAN ŞEVKİ KAVAK – ENGİN ÖNCÜ SÜMER – TOLGA ÇAN – BEKİR TANER SAN – CAN AYDAY


 Bilgi teknolojileri, her türlü veriyi, elektronik olarak üretmek, işlemek, saklamak, korumak ve değiştirmek veya bunlara erişmek için kullanılan depolama, ağ ve diğer fiziksel aygıtların, altyapı ve işlemlerin kullanılması ile ilgili teknolojidir. Son yıllarda uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri bilgi teknolojisinin vazgeçilmez en önemli ögesini teşkil etmektedir. Konumsal verilerin üretilmesi, değerlendirilmesi ve analiz edilmesi toplumun her kesimini ilgilendiren, her kesimin farkında olarak veya olmadan kullandığı ve ileride de insanlığın vazgeçilmez bir parçası olacaktır.

Savunma amaçlı uygulamaların sivil hayata açılması, bilişim ve uzay teknolojilerindeki gelişim sayesinde, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri uygulamaları günümüzde insanı yaşamsal olarak etkileyen birçok alanda başarıyla kullanılmaktadır. Uluslararası alanda en yaygın kullanılan Google Earth gibi uygulamaların yanı sıra, ülkemizde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen MTA Yerbilimleri Portalı, Harita Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen HGM Küre ve HGM Atlas uygulamaları ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen ATLAS uygulaması, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemlerine dayanan birçok Kamu Kurumunun haritalarını ve uydu görüntülerini ücretsiz olarak sunmaktadır.

Teknolojik gelişmelerin yanı sıra, sayısal verilerin üretilmesi ve paylaşılması yönünde uluslararası standartlar bulunmaktadır. Avrupa Birliği Mekânsal Veri Altyapısı (INSPIRE) Direktifine bağlı olarak ülkemizde Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemleri (TUCBS) Altyapısı Kurulmuş ve Türkiye Jeoloji Veri Standartları hazırlanmaktadır.

Bu bağlamda, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama alanında, yer bilimleri veya yer bilimlerinin de içinde bulunduğu disiplinler arası araştırmalarınızın, 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda sunulması ve tartışılması, teknik ve bilimsel gelişmelerin jeoloji camiası içinde paylaşılmasını çok önemli görmekteyiz. Söz konusu alanlarda çalışan araştırmacıları, mühendisleri, firma temsilcilerini, karar vericileri ve öğrencileri aynı platformda buluşturarak, bilimsel ve teknik anlamda daha yaygın ve yararlı bir iletişim ve iş birliği sağlanacağını umuyor, sizleri 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda birlikte olmaya davet ediyoruz.


“BÖLGESEL JEOLOJİ VE TEKTONİK OTURUMU”

ARAL OKAY – HALİL GÜRSOY – İBRAHİM UYSAL – MUALLA CENGİZ ÇİNKU


Türkiye’yi oluşturan kıta parçaçıkları son 600 milyon senedir farklı okyanusların aktif ve pasif kıta kenarlarında yer almıştır. Halen devam eden levha hareketleri sonucunda çok farklı tipte ve yaşlardaki bu kayalar Anadolu’da geniş alanlarda mostra verir. Bu nedenle bölgesel jeoloji ve tektonik çalışmaları açısından Türkiye mükemmel bir saha sunar.  Bu bölgede ve yakın çevresinde gerçekleştirmiş olduğunuz veya halen devam eden jeoloji ve jeofizik çalışmalarınızın sonuçlarını “Bölgesel Jeoloji ve Tektonik” oturumunda sunduğunuzu görmekten memnuniyet duyacağız. Oturumunun kapsamı geniş olup, saha temelli yürütülen her türlü stratigrafi, ofiyolit-melanj, paleomanyetizma, paleontoloji, yapısal, petroloji ve izotop çalışmalarına ve bunların diğer jeoloji disiplinlerde ki uygulamalarına açıktır. Oturumun ana amacı, Türkiye ve çevresinin jeolojik evriminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacak çalışmaları ve araştırmacıları bir araya getiren bir tartışma platformu oluşturmaktır. Doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin oturuma tebliğ ile katılmalarını özellikle teşvik ediyoruz.


“ÇEVRE JEOLOJİSİ OTURUMU”

ALİ YILMAZ – İRFAN YOLCUBAL – DİLEK TÜRER – PROSUN BHATTACHARYA


Çevre Jeolojisi doğal çevreyi korumak amacıyla çeşitli disiplinlerde araştırma yöntemlerinin geniş bir çerçevesini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, Çevre jeolojisi, özü itibarıyla çok disiplinli bir alanı temsil etmekte ve doğal ortamın beşeri faaliyetlere, beşeri faaliyetlerin de doğal yaşama olan etkilerin inceler. Bu çerçevede, Çevre Jeolojisi, yer seçimi, planlama, karar verme süreçleri başta olmak üzere, doğa kaynaklı afetlerin ve büyük mühendislik yapılarının yönetiminin yanı sıra,  doğal kaynakların ve çevre sağlığı ile halk sağlığı ve güvenliğinin yönetiminde de önemli katkılar sunar. Ayrıca Çevre Jeolojisi, çevre yönetimi ve sürdürülebilirlik konularında önemli bir işleve sahiptir. Öte yandan, Çevre Jeolojisi, çevreyi etkileyen felsefi, etik ve kültürel konuları da kapsamına alarak irdeleyen yeni bir ilgi alanıdır. Buradan da çevre jeolojisinin, temel mirasını jeolojiden almakla birlikte, farklı bilim dallarının kavşağında yer aldığı ve çok disiplinli ortak bir çalışmayı zorunlu kıldığı kolaylıkla söylenebilir. Dolayısıyla, çağrı metnimiz, çevrenin ve doğanın korunmasına gönül veren herkesin katkısına gereksinim olduğu yönündedir.


“DEĞERLİ VE YARI DEĞERLİ TAŞLAR OTURUMU”

SABAH YILMAZ ŞAHİN – FETULLAH ARIK – MELTEM GÜRBÜZ –  KORAY SÖZERİ


İnsanoğlunun kalbine, yüzüne, tenine yakışacak güzelliklerin ifadesi olan ve sosyal hayatın her alanında ve her döneminde var olan süstaşları, jeoloji bilimi içerisinde çok özel bir yere sahiptir. Mineral ve kayaç dünyasının yıldızları olarak kabul edilen “Değerli ve Yarı Değerli Taşlar” konusu, 70. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda ilk defa ayrı bir oturum olarak gerçekleştirilmiş olup, 73. Kurultayda 4. defa ayrı oturum olarak yapılacaktır. “Değerli ve Yarı Değerli Taşlar”a olan ilgi ve talebin giderek artıyor olması, bu konunun her yönüyle araştırılması ve belirli bilimsel standartlarla değerlendirilmesi zorunluluğunu gündeme getirmiştir. Bu nedenle, Kurultay kapsamında, Değerli ve Yarı Değerli Taşlarla ilgili bilim dalı olan gemolojinin, mineraloji, jeoloji, arkeoloji, madencilik gibi alanlarla ilişkilendirilmesi konuları ile değerli ve yarı değerli taşların maden mevzuatındaki yeri, aranması, işlemeciliği, bilimsel yöntemlerle incelenmesi, değerlemesi, kuyumculuk sektöründeki yapılanması, pazarlaması, markalaşması, etik sorunlar vb. konular ele alınacaktır. Siz değerli bilim insanlarının da süstaşı tadında, yeni bir güzelliğin tanımına ve tanıtımına dair paylaşacaklarınız var ise, gerek “Sözlü” gerekse “Poster” sunum olarak katılımınız, kurultayımıza değer katacaktır. 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda buluşmak dileklerimizle..


“DOĞA KAYNAKLI AFETLER VE AFET YÖNETİMİ OTURUMU”

BÜLENT ÖZMEN – SELİM ÖZALP


Türkiye başta deprem olmak üzere sel, kütle hareketi, fırtına, hortum, iklim değişikliği, kuraklık, orman yangını gibi doğa kaynaklı olaylarla çok sık olarak karşılaşmaktadır. Yeterli önlemler alınmadığı zaman bu olaylar afete dönüşmekte, can ve mal kayıpları meydana gelmekte, Türkiye milli gelirinin %2-5’i her yıl afetler nedeniyle yok olup gitmektedir. Bu zararların en aza indirilebilmesi için disiplinler arası kapsamlı çalışmaların yapılması, uygulanması ve çalışmaların etkin bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Afet öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gereken bilimsel, teknik, idari ve yasal çalışmaları belirleyen ve uygulamaya aktaran, bir olayla karşılaşıldığında etkili bir uygulama yapabilmeyi sağlayan ve her olaydan elde edilen derslerin ışığında mevcut sistemi geliştiren çok yönlü ve çok disiplinli çalışmaların tümü afet yönetimi diye tanımlanmaktadır. Yerbilimcilere başta zarar azaltma çalışmaları olmak üzere afet yönetiminin bütün aşamalarında önemli görevler düşmektedir.

Doğa Kaynaklı Afetler ve Afet Yönetimi oturumunda, Türkiye’de meydana gelen afetler ve afet yönetimi konusu ile ilgili her türlü bildiriye yer verilmeye çalışılacaktır.


“DOĞAL YAPI TAŞLARI VE ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER OTURUMU”

ATİYE TUĞRUL – MURAT YILMAZ – OSMAN SERKAN ANGI


Ülkemizin madencilik sektörünün lokomotifi olan ve ihracaında ilk sırayı alan, doğal taşlar ve endüstriyel hammaddelerin öneminin ön plana çıkarılması, bu alanda yapılan ve yapılması planlanan bilimsel araştırmaların sayısının çoğalmasıyla mümkün olabilecektir. Bu bağlamda, ülkemizde bulunan potansiyel rezervlerin araştırılması, verimli olarak üretilmesi ve değerlendirilmesi son derece önem arz etmektedir.

Bu oturumda, Jeoloji Mühendisleri için ayrı bir öneme sahip, yapı ve kaplama taşları ile endüstriyel hammadde olarak kullanılan doğal malzemeler üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar sunulacaktır. Bu kapsamda, aşağıdaki konular üzerinde yapılan çalışmalar bildiriler komisyonumuz tarafından değerlendirilecektir.


Doğal Yapı Taşları

  • Agregalar  (Beton, asfalt, balast, dolgu agregaları vb.)
  • Boyutlandırılmış Taşlar ve üretim verimliliklerini etkileyen jeolojik parametreler (Kireçtaşı, Mermer, Traverten & Oniks, Granit vb. sert taşlar, parke-bordür taşları, dekoratif taşlar vs.)
  • Taş ocaklarındaki artıkların değerlendirilmesi
  • Mühendislik yapıları ile arkeolojik & tarihi yapılarda kullanılan doğal taşlarda karşılaşılan sorunlar ve çözüm yöntemleri

Endüstriyel Hammaddeler

  • Seramik ve Cam hammaddeleri
  • Çimento Hammaddeleri ve Mineral katkılar
  • Alçı ve Kireç Hammaddeleri
  • Tuğla ve Kiremit hammaddeleri
  • Hafif inşaat yapı malzemeleri (Pomza, perlit vs.)
  • Doğal taşların diğer kullanım alanları (Taş yünü, ergitilmiş bazalt, fiber vs.)
  • Bor Mineralleri
  • Zeolit Mineralleri
  • Kil Mineralleri
  • Gübre Hammaddeleri
  • Refrakter Mineraller


“ENERJİ KAYNAKLARI VE TEKNOLOJİLERİ OTURUMU”

ZÜHTÜ BATI – SADETTİN KORKMAZ – HÜSEYİN KARAKUŞ


Küresel ölçekteki enerji ihtiyacı, artan nüfus ve teknolojik ilerlemeye paralel olarak sürekli artış göstermektedir. Günümüz dünyasında bu enerji ihtiyacı çoğunlukla fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaya devam etmektedir. Bu nedenle fosil yakıtlar ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılmasına yönelik yer bilimsel çalışmalar hız kaybetmeden devam etmektedir.

Bu oturumun amacı, fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji kaynakların araştırılmasına yönelik jeolojik, jeokimyasal ve jeofizik çalışmaların bilimsel bir platformda tartışılmasını sağlamaktır. Bununla birlikte bu oturum, enerji dönüşümünde kullanılan çevre dostu yeni teknolojilerin paydaşlara aktarılmasını sağlayacak katılımcılara açıktır. Fosil yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve teknolojileri konusunda çalışan bilim insanlarının bu oturuma katılımını ve bilgi paylaşımını bekliyoruz.


“GELECEĞİN YERBİLİMCİLERİ OTURUMU”

AYKUT AKGÜN – KAAN SAYIT – MUSTAFA AKYILDIZ – BEKİR LEVENT MESCİ


06-10 Nisan 2020 tarihleri arasında 73.’sü düzenlenecek olan Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda “Geleceğin Yerbilimcileri” Oturumu’nda değerli lisans öğrencilerimizi ağırlayacak olmanın sevinci içerisindeyiz.

Günümüzde birçok lisans öğrencisi ulusal ve uluslararası projelere katılmakta ve proje desteklerinden faydalanarak kendi araştırmalarını yapmaktadır. Projelere katılan, kendi projelerini oluşturan lisans son sınıf öğrencilerini bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan “Geleceğin Yerbilimcileri Oturumu’nda özgün çalışmalarını sunmaya davet ediyoruz.

Bu özel oturum, genç meslektaşlarımızın;

Bilimsel düşüncelerinin gelişmesini destekleyecek, bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlayarak onlara verimli bir ortam oluşturacak; güncel yerbilimi çalışmalarını keşfetmelerine imkan sağlayacak; isimlerini makalelerden, kitaplardan tanıdıkları bilim insanları ile tanışmalarına aracılık edecek; farklı üniversitelerden gelen gelecekteki meslektaşları ile tanışıp kaynaşmalarını sağlayacak ve onlara büyük tecrübe kazandıracaktır.

Bildirilerin, bilimsel kriterlere ve kongre kurallarına uygun olarak, öğrencinin danışmanıyla birlikte ortak isimli hazırlanması gerekmektedir. Öğrenciler üzerlerinde çalıştıkları özgün projelerini/araştırmalarını, kurultay sayfasında belirtilen kurallara uygun olarak sözlü ya da poster olarak sunabilirler.

MTA Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın “Geleceğin Yerbilimcileri” Oturumu’nda, genç meslektaşlarımızı ve bilgi ve tecrübeleriyle onlara destek olacak tüm yerbilimcileri aramızda görmek bizleri onurlandıracaktır.


“GEZEGEN JEOLOJİSİ OTURUMU”

NURGÜL ÇELİK BALCI – ERSİN GÖĞÜŞ – MEHMET YEŞİLTAŞ


Bu oturum, Güneş Sistemindeki kayaç gezegenlerde gerçekleşen volkanik, tektonik veya volkano-tektonik  yapıların gelişim süreçleri ile diğer jeolojik süreçlerin (örn., CO2  seviyesinde ki değişimler, atmosferik bileşimde ki değişimler ve olaylar ) anlaşılmasına yönelik gözlemsel, deneysel ve teorik çalışmaları kapsamaktadır.  Kayaç gezegenlerin deneyimlediği jeolojik süreçlerin anlaşılması, Güneş Sistemi’nin oluşumunu daha iyi anlamamıza olanak sağlayacaktır. Özellikle, insanın Ay ve Mars’a uzun süreli konaklamasının sağlanması için hazırlıkların hızlandığı bu günlerde, kayaç gezegenlerin  jeolojik ve atmosferik özelliklerinin daha iyi anlaşılması daha da büyük önem kazanmıştır.  Kozmokimya, jeomikro-biyoloji ve uzaktan algılama gibi farklı bilim dallarını barındıran gezegen jeolojisi oturumunda söz konusu bilimlerin yanı sıra yaşamın kökenine dair araştırmalarda anahtar niteliği taşıyan asteroit ve meteorit çalışmalarına da  yer verilecektir.


“HİDROJEOLOJİ, SU KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ OTURUMU”

ALPER BABA – MEHMET EKMEKÇİ – AHMET APAYDIN – DURSUN YILDIZ – LUIS ANTONIO BITTAR VENTURI


Su, dünyadaki tüm yaşam için önemli bir doğal kaynaktır. Uygarlıklar suya bağlı olarak var olmuş, su kıtlığıyla çökmüşlerdir. Her alanda hızlı değişimlerin yaşandığı çağımızda, nüfus artışıyla birlikte nüfus hareketliliği, hidrolojik çevrimde doğal ve/veya insan kaynaklı olarak yaşanan değişiklikler ve iklim değişikliğinin yeraltı ve yerüstü su kaynakları üzerindeki baskısı da artmaktadır. Bu değişimlerin en önemlisi belki de, ihtiyaç duyulan yerde, gereken miktarda ve kalitede suya erişime ilişkin çekilecek zorluklar olacaktır. Daha bugünden dünyada yaklaşık 800 milyon kişi güvenilir içme suyu kaynaklarından yoksundur. 2.5 milyardan fazla insan ise temel sanitasyon ihtiyacını karşılayamamaktadır. Yılda yaklaşık 1.6 milyon kişi kötü sanitasyon ve hijyen nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Dünya nüfusunun 2050 yılı içinde 9.6 milyara ulaşacağı öngörülmekte olup, içme ve sanitasyon için gerekli olan su kaynakları üzerindeki baskılar daha da artacaktır. Su Kaynakları son 40 yıldır ekonomik bir meta ve stratejik bir doğal kaynak olarak değerlendirilmektedir. Bu durum su hizmetleri yönetimini zorlamakta ve iklim değişimi etkisi ile birlikte sınır aşan su havzalarında kıyıdaş ülkelerarasındaki gerilimi arttırmaktadır.

Bu nedenle,  hem ulusal hem de uluslararası arası boyutta su politikalarının doğru belirlenmesi ve bu konuda çalışmaların yapılması önem taşımaktadır. Bu oturumda, hidrojeoloji, su kaynaklarının yönetimi, su politikaları, suyu etkileyen doğal ve insan kaynaklı kirleticiler ile ilgili konular tartışılacaktır. Su ile ilgili araştırmaları ve çalışmaları olan tüm bilim insanları ve mühendisleri bu özel oturuma özet göndermelerini teşvik ediyoruz.


“JEODEZİ OTURUMU”

HALUK ÖZENER – BAHADIR AKTUĞ – İBRAHİM TİRYAKİOĞLU


Jeodezi; yerin konum, şekil, büyüklüğü ve gravite alanının dört boyutlu bir uzayda tanımlanması ve bu amaçla yapılacak her türlü ölçmeler ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Astronomik gözlemler ile ile başlayan jeodezik çalışmalar, uydu teknolojilerinin gelişmesiyle günümüzde çok sayıda uygulama alanına sahip olmuştur: kadastral çalışmalar, yapı deformasyonlarının (bina, baraj, köprü vb.) belirlenmesi, atomosferik su buharı değişimlerinin belirlenmesi, iyonosferdeki elektron içeriğinin izlenmesi, hava platformlarının yönlendirilmesi, tektonik levha hareketlerinin izlenmesi, depremlerin modellenmesi vb.. Özellikle Global Navigasyon Uydu Sistemleri ve Enterferometrik Sentetik Açıklıklı Radar (InSAR) gözlemleri yer kabuğunun sürekli ve episodik değişimleri yüksek duyarlıkla izlenebilmektedir. Disiplinlerarası çalışmanın her disiplini ayrı ayrı geliştireceği bilinciyle, tüm araştırmacıları jeodezik uygulamaların yer alacağı Jeodezi oturumuna bildirileriyle katkı vermeye davet ediyoruz.


“JEODİNAMİK OTURUMU”

OĞUZ GÖĞÜŞ – EBRU ŞENGÜL ULUOCAK – HANS THYBO


Jeodinamik süreçler özellikle taşküre ve manto ilişkisinin yakından incelendiği, her türlü fiziksel (dinamik ve kinematik) levha hareketini, deformasyon biçimini ve nasıl geliştiğini anlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda TJK (jeoloji kurultayı)’ndaki Jeodinamik oturumunda yitim zonları (okyanusal ve/veya kıtasal), manto sorgucu, litosfer ayrımlanması (Delaminasyon), konveksiyon süreçleri altında duraysızlaşma, riftleşme, kıtasal çarpışma, ofiyolit bindirmesi, kıvrım-bindirme kuşaklarının gelişimine dair araştırmalara yer verilecektir. Bu araştırmalarda gözlemsel verilerle model sonuçları karşılaştırılarak bölgesel ve büyük ölçekli topoğrafya, magmatizma, metamorfizma, anizotropi, depremsellik gibi süreçlerin nasıl geliştiği tartışılacaktır.


“JEOFİZİK YÖNTEMLER VE JEOLOJİK UYGULAMALARI OTURUMU”

SEMİH ERGİNTAV – DOĞAN KALAFAT – ONUR TAN – EMİN ULUGERGERLİ


Saygıdeğer Meslektaşlarımız,

6-10 Nisan 2019 tarihlerinde MTA Genel Müdürlüğü Kültür Sitesi’nde gerçekleştirilecek olan 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı (TJK) içinde yer alacak “Jeofizik Yöntemler ve Jeolojik Uygulamaları ” oturumuna sunum göndereceğinizi umut ediyor ve katılmaya davet etmek istiyoruz.

Çok disiplinli yaklaşımları düşünülerek, karmaşık jeolojik problemleri çözmek için aşağıda sıraladığımız ancak bunlarla da sınırlı olmayan konu başlıklarına tüm yerbilimcilerin katkılarını koymaya davet ediyoruz. Temel konularımız sismoloji, sismik, potansiyel alanlar, elektrik ve elektromanyetik yöntemler. Ek olarak  analog ve sayısal modelleme çalışmaları, aygıtsal gelişmelerde son gelişmeleri içeren çalışmalarınızı da davet ediyoruz


“JEOMORFOLOJİ OTURUMU”

CENGİZ YILDIRIM – TOLGA GÖRÜM – MUSTAFA SOFTA – HASAN ELMACI – JOEL SPENCER


Jeomorfoloji, yeryüzünün mekanizmasını ve evrimini, sadece yüzeysel süreçlerle değil aynı zamanda manto ve kabuk süreçleriyle de inceleyen çok disiplinli bir bilimdir. Uzaktan algılama, jeodezi ve sismolojik tabanlı teknolojiler, bilgisayar tabanlı modelleme ve simülasyonlar ve mutlak yaşlandırma teknikleri üzerine son gelişmeler, yerbilimcilerin mikro ölçekten kıta ölçeğine kadar olan tüm bu süreçleri algılamalarına, haritalamalarına ve incelemelerine olanak sağlar. Bu gelişmeler jeomorfolojik çalışmaların sadece yeryüzünde değil, Mars gibi dünya dışı gezegenlerde de göl, kıyı, karst, buzul, kumul, deniz, sismik, tektonik, volkanik, deniz altı ve yerçekimi süreçlerinin üzerindeki önemli etkilerini temelden destekler. Diğer yandan, taşkın, deprem, heyelan gibi jeolojik tehlikelerin artması nedeniyle jeomorfolojik çalışmalara ilgi son yıllarda artmaktadır.

Türkiye 73. Jeoloji Kongresi’ne, yeryüzü arazi şekilleri ve süreçlerinin haritalanması, modellenmesi, jeokronolojisi (14C, Kozmojenik, Lüminesans) ve toplumumuzu etkileyen jeolojik tehlikeler ve dünya dışı gezegenler de dahil olmak üzere yerel ve bölgesel geniş çaplı çalışmaların önerilerini, sonuçlarını ve ön sonuçlarını sunacak tüm bilim insanlarını davet etmek istiyoruz.


“KENT JEOLOJİSİ, MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ VE JEOTEKNİK OTURUMU”

REMZİ KARAGÜZEL – NİHAT SİNAN IŞIK – ERGÜN TUNCAY


Mühendislik Jeolojisi, yerle ilgili teknik girişimlerin çevresiyle oluşabilecek etkileşim(ler)in düzenlenmesinde önemli role sahiptir. Ortamda geçerli sınır koşullarının tanımlanmasını, sayısallaştırılmasını ve koordinat bağımlı hale getirilmesini hedefler. Uygulamaya yönelik yöntem, işlem ve izleme seçeneklerini jeoloji biliminin mesleki esaslarını da göz önünde bulundurarak irdeler, değerlendirir ve tasarıma yardımcı olur. Yerkabuğundaki doğal süreçlerin engellenmesinin olanaksız olduğu gerçeğinden hareketle, doğal tehlikelerin riske dönüşmeden yönetilmesini doğal kaynakların ise insan yararına en uygun şekilde kazanılmasını amaçlar. Kent ve çevre sağlığı güvenliğini dikkate alır. Mekansal planlamada, projelendirme ve arazi kullanımında sınır şartlarının bütünleşik etkisini gözetir. Diğer bir ifade ile korunma-kullanma ve koruma-kullanma dengesini ön planda tutar.

73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda gerçekleştirilecek olan Kent Jeolojisi, Mühendislik Jeolojisi ve Jeoteknik Oturumu’nda, güvenli kentlerin oluşturulması, mühendislik projelerinin tasarım, inşaat ve kullanım/bakım aşamalarında ortam davranışlarını belirleyen ve teknik girişim ile jeolojik ortam arasındaki etkileşimin araştırılmasında, tanımlanmasında ve olası sorunların çözümü konularındaki çalışmaların sunulması, tartışmaya açılması ve deneyimlerin paylaşılması hedeflenmiştir.

Oturum Yürütme Kurulu olarak, kamu, üniversite ve özel sektörde görevli meslektaşlarımızın, Kurultaya bildirili/bildirisiz katılımlarını heyecanla ümit ediyoruz. Böylelikle, evrensel bilime ve mühendislik jeolojisi uygulamalarının yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacağınıza inanıyor ve Kurultay günlerinde Ankara’da buluşmayı diliyoruz.


“KÜLTÜREL JEOLOJİ, JEOLOJİK MİRAS VE JEOARKEOLOJİ OTURUMU”

ERHAN ALTUNEL – NAZİRE ÖZGEN ERDEM – RAİF KANDEMİR – HÜLYA İNANER


Disiplinler arası çalışma kültürünün gelişmesi, farklı bilim dallarının ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılmaktadır.   “Kültürel Jeoloji”,  “Jeolojik Miras” ve “Jeoarkeoloji” gibi bilim dalları da son yıllarda Yerbilimleri altında hızla gelişen bilim dallarıdır.

İnsanoğlunun yer yüzüne ayak bastığı andan itibaren günümüze kadar ortaya koyduğu bütün faaliyetlerine doğal etkenlerin (doğal olay, iklim, coğrafya, çevre, yer şekli, su ve deniz seviyesi değişimleri vb.) farklı şekillerde etkileri olmuştur. Bu kapsamda, Kültürel Jeoloji, jeolojik analiz yöntemleri çerçevesinde kültürlerin gelişimini inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir.

“Jeolojik Miras”, yerkürenin geçirdiği evrimin kalıntıları olup, “Jeopark” ve “Jeoturizm” uygulamaları için mükemmel bir kaynaktır. Bunlar günümüzde çok ihtiyaç duyulan doğa koruma ve eğitimi ile sürdürülebilir kalkınma için faydalı araçlardır. Günümüzdeki anlayışla “Jeolojik Miras”, salt ülkemizde bulunan doğal zenginlikler değil, jeolojik geçmişin öğrenildiği ve doğanın neden korunması gereketiğini bildiren sessiz öğretmenler, aynı zamanda uluslararası işbirliğinin unsurlarıdır. Türkiye ve çevre ülkeleri, Tetis okyanusunun kapanmasının getirdiği paleo-kıtalar mozayiği nedeniyle çok zengin jeolojik mirasa sahiptir.

“Jeoarkeoloji”, arkeolojik araştırmalarda ve elde edilen bulguların değerlendirilmesinde jeolojik yaklaşım ve analiz yöntemlerinden yararlanılması olarak tanımlanabilir. Yeni ve gelişmekte olan bu bilimsel yaklaşım, çok disiplinli bir bilimsel araştırma ortamı gerektirmektedir.  Bu yeni bilimsel yaklaşımın öneminin ortaya koyulması ve daha geniş kesimlerce benimsenmesi için bu konudaki çalışmaların ulusal ve uluslararası toplantılarda sunulması büyük önem arz etmektedir.

Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın 73. Yılının ana teması olarak belirlenen “Jeoloji ve Jeopolitika” konuları kapsamındaki katkılarınızla siz değerli yerbilimcileri “Kültürel Jeoloji, Jeolojik Miras ve Jeoarkeoloji” oturumuna katılmaya ve gelişmekte olan bu oturumu bildirilerinizle zenginleştirmeye davet ediyoruz.


“MAGMATİK VE METAMORFİK PETROLOGY OTURUMU”

EMRAH YALÇIN ERSOY – ERCAN ALDANMAZ – OSMAN CANDAN – ERDİNÇ YİĞİTBAŞ


Değerli Yerbilimciler,

6-10 Nisan 2020 tarihlerinde Ankara da gerçekleştirilecek olan 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı kapsamında düzenlenecek “Magmatik ve Metamorfik Petroloji” oturumuna katılımınızı ve katkılarınızı görmekten mutluluk duyacağız. Oturum, magmatik ve metamorfik süreçleri çeşitli yönleriyle tartışmayı ve jeolojik, mineralojik, jeokimyasal ve jeodinamik çalışmalardan ele edilen verilerin kullanımı ile çeşitli tektonik ortamlarda magmatik, metamorfik ve jeodinamik işlemlerin anlaşılmasına yönelik bilgilerimizi paylaşmayı amaçlamaktadır. Oturumun magmatik ve metamorfik süreçleri oldukça geniş bir çeşitlilikte içermesi beklenmektedir. Buna bağlı olarak, mantoda ergiyik oluşum koşulları ve oluşan ürünlerin özellikleri, tektonik kontrollerin magma kökeni üzerindeki etkileri, magma taşınım ve depolanma işlemlerinin zamansal dağılımı ve metamorfik kuşakların oluşum koşulları ve jeolojik anlamı gibi başlıkları içeren çeşitli tartışma konularına yer verilecektir. Magmatik ve metamorfik süreçleri jeolojik, mineralojik, jeokimyasal ve jeodinamik yönleriyle incelemeye ve tanımlamaya yönelik çalışmalarınızla oturumumuza katkılarınızı beklemekteyiz.


“MESLEĞE EMEK VERENLER OTURUMU”

AYHAN KÖSEBALABAN – HİKMET TÜMER – MİNE ALTA


Jeoloji, gözleme dayanan dolayısıyla sadece kitaplardan öğrenilecek bir bilim değildir. Mesleği uygularken usta-çırak ilişkisi içerisinde öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Mesleğimizin bu gerçeği dikkate alınarak bu oturumda, Türkiye jeolojisine önemli katkılarda bulunmuş emekli meslektaşlarımızın bilgi, görgü ve deneyimleri ile önemli buldukları anılarını genç kuşaklarla paylaşım olanağı sağlanacaktır. Özellikle aktif fayların belirlenmesi ve doğa kaynaklı afetler, önemli mühendislik yapılarının (köprü, baraj, termik santral gibi) zemin etütleri, madencilik, petrol aramaları, su kaynakları, çevre gibi önemli projelerde görev almış meslektaşlarımız bu çalışmalar sırasında karşılaştıkları sorunları ve nasıl aştıklarını genç yerbilimcilere aktaracaklardır. Ayrıca Türkiye’de sanayinin temelini oluşturan doğal kaynaklara ilişkin jeolojik araştırmaların nasıl başladığı ve gelişimine de yer verilecektir.


“METALİK MADEN YATAKLARI OTURUMU”

İLKAY KUŞCU – ALİ RIZA ÇOLAKOĞLU – CAHİT DÖNMEZ – İSMAİL CİHAN – NAİL YILDIRIM


Türkiye’nin de parçası olduğu Tetis Metalojenik Kuşağı’nda çoğunlukla yüzey arama teknikleri ile keşfedilmiş farklı tür ve büyüklükte çok sayıda maden yatağı yer almaktadır.  Türkiye’de yüzeye yakın maden yataklarının yüzey araştırmaları büyük ölçüde tamamlanmış olmasına ragmen yüzeylenmemiş (gömülü) maden yataklarının aranması jeokimyasal, havadan etütler ve  gelişmiş jeofizik gibi yüksek bütçeli yöntemlerle devam etmektedir.

Bilinen yatakların zamansal ve mekânsal dağılımı, kökeni, yapısal ve diğer jeolojik özellikleri, yeni hedef sahalarının belirlemesinde  oldukça önemlidir. Son yıllarda gerek kamu gerekse özel sektör tarafından uluslararası standartlara uygun olarak yürütülen arama projeleri yeni keşifleri de beraberinde getirmiştir.

Kamu ve özel sektör tarafından yürütülen arama ve araştırma sonuçlarının ve üniversitelerde yapılan akademik çalışmalarda elde edilen bilimsel verilerin maden yatakları konusunda Türkiye’nin en köklü organizasyonu olan ve bu yıl yetmişüçüncüsü düzenlenen Türkiye Jeoloji Kurultay (73. TJK)’ ında sunulması, tartışılması ve yeni araştırmalara ışık tutması açısından önem arzetmektedir.

Bu bağlamda, kurultayın “Metalik Maden Yatakları Oturumu”nda,

  • Tetis Metalojenik Kuşağı’nda yer alan maden yataklarının jeolojisi, jeokimyası, yapısal karakteristikleri ve oluşumu,
  • Tetis Metalojenik Kuşağı’nda yer alan maden yataklarının zamansal ve mekânsal dağılımı,
  • Metalik madenler ile ilgili gelecek tahminleri,
  • Uzaktan algılama ve maden arama
  • Üç boyutlu modelleme ve kaynak tahmini,
  • Yapay zeka, makina öğrenimi ve diğer dijitalleşme süreçlerinin jeologlar tarafından maden arama çalışmalarına entegre edilmesi

 ile ilgili çalışmalar konu edilecektir.

Uluslararası katılımlı bu oturum ekonomik jeoloji konularında çalışan yerbilimcilerin birbirleriyle tartışabilmesi ve karşılıklı işbirliklerinin geliştirilmeleri açısından da  çok önemli fırsatlar yaratacaktır.


“NEOTEKTONİK VE DEPREMSELLİK OTURUMU”

HASAN SÖZBİLİR – GÜROL SEYİTOĞLU – ORHAN TATAR – LAURA GREGORY


Aktif deformasyonlar ve bunun sonucu olan depremler ülkemizin en önemli doğal afetlerinin başında yer alır. Dünya ölçeğinde son bir yılda oluşan büyük deprem ve volkanik faaliyet gibi kabuksal devinimler yerbilimleriyle uğraşan bilim insanlarının yanı sıra toplumun da “Canlı Yerküre” üzerine yoğunlaşmalarına neden olmuştur. İnsan yaşamını doğrudan etkileyen bu doğa olaylarının anlaşılması ve afet riskinin güncel ve çok disiplinli yöntemlerle ortaya konması, hem olası bir depremde can kayıplarının en aza indirilmesinde, hem de ekonomik ve sosyal zararlarının azaltılmasında hayati öneme sahiptir. Katastrofik olaylar can ve mal kayıplarına neden olmalarının yanı sıra, Neotektonik dönem ve bölgelerin depremselliklerini anlamaya yönelik önemli bilgiler sağlamışlardır. Bu bağlamda, özellikle depremlere neden olan sismik kaynakların jeolojik, sismolojik ve jeodezik özellikleri ile paleosismolojik geçmişleri konularında çok sayıda ulusal ve uluslararası projeler oluşturularak veri toplandığı bilinmektedir. Bu verilerin sunulması ve sonuçlarının tartışılması için siz değerli bilim insanlarını, 5 gün sürecek olan yerbilimi şenliği sürecinde, 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı “Neotektonik ve Depremsellik” oturumumuza katılımlarınızı bekliyoruz.


“PALEONTOLOJİ, PALEOCOĞRAFYA, PALEOİKLİM OTURUMU”

ATİKE NAZİK – MEHMET SERKAN AKKİRAZ – UĞUR KAĞAN TEKİN – ERCAN ÖZCAN – DARIA K. IVANOVA


Dünya’nın biyolojik ve jeolojik evriminin anlaşılmasında en önemli kanıtlardan birisi fosillerdir. Fosiller, kayaların göreceli yaşlarının saptanması ve korelasyonunda, levha tektoniği kuramının daha iyi anlaşılmasında, paleoortam, paleoiklim ve evrimsel modellerin oluşturulmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Mikro-makrofauna ve flora yaşamının zaman ve mekansal dağılımlarının belirlenmesi ile biyoprovenslerin tanımlanması ve birbirleriyle biyocoğrafik ve stratigrafik ilişkilerin kurulması sağlanmaktadır. Jeolojik zamanlar boyunca Anadolu, Avrupa-Asya ve Afrika arasında tüm canlıların karasal ve denizel dağılımlarında önemli rol oynamıştır. “Paleontoloji, Paleocoğrafya, Paleoiklim”oturumu, taksonomi-biyostratigrafi-evrim, paleoekoloji-ortam, paleoklimatoloji, paleobiyocoğrafya ve paleoarkeoloji gibi tüm disiplinlere açıktır. Belirtilen konularda farklı fosil gruplarıyla ve farklı yöntemlerle çalışan bilim insanlarının özgün çalışmalarını sunmasını ve paylaşmasını önemsiyor ve bekliyoruz.


“SONDAJ YÖNTEMLERİ VE TEKNOLOJİSİ OTURUMU”

CELALETTİN ŞİMŞEK – MEHMET RUHİ AKÇIL


Bu oturumda sunulması beklenilen konuları, güncel sondaj teknolojileri ve uygulamaları, sondaj problemleri ve çözümleri, sondaj kuyusu tasarımı ve teçhizi, sondaj ekipmanlarının şeçimi ve verimli kullanımı, sondajda iş sağlığı ve güvenliği, sondaj sıvısının özellikleri ve faydaları, sondaj sıvısı katkıları, sondaj verilerinin kaydedilmesi, raporlanması ve değerlendirilmesi oluşturmaktadır.


“STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ OTURUMU”

İSMAİL ÖMER YILMAZ – FARUK OCAKOĞLU – ULVİ CAN ÜNLÜGENÇ – MEHMET AKİF SARIKAYA


Değerli Yerbilimciler, 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı 06-10 Nisan 2020 tarihleri arasında MTA Genel Müdürlüğü Kültür Sitesi (Ankara)’nde gerçekleştirilecektir.

Yerbilimlerinde farklı disiplinlerde birçok oturumun gerçekleştirileceği kurultayda sizleri “Stratigrafi ve Sedimantoloji” oturumunda aramızda görmek bizleri onurlandıracaktır. Stratigrafik verilerin değerlendirilmesi ve yorumlanması Genel Jeoloji Anabilim Dalında hemen hemen her branşta öncelikli yapılan çalışmaların başında yer almaktadır. Bu yılki oturumumuzda, önceki yıllardaki gibi güncel gölsel, denizel ve karasal sediman oluşumu, taşınımı, depolanmaları hakkındaki Kuvaterner çalışmalarına hoş geldiniz diyecek; bu ortamlarla bunların korelanı aşınma yüzeyleri üzerinde çalışan iklimsel, okyanusal ve tektonik değişimlerin ilişkisine dair yepyeni çalışmaları karşılayacağız. Oturumumuzun kapsamı doğal olarak, petrol, doğal gaz, maden ve endüstriyel hammadde aramacılığında, rezervuar ve kaynak kaya incelemelerinde sedimanter kayaçların sağlayacağı olanakların incelenmesi konularına da taşacaktır. Bununla da sınırlı kalmayıp, İnsanoğlunun uzayda yaşama önemli yatırımlar yapmaya başladığı bu günlerde başka gezegenlerdeki sedimantolojik, klimatolojik ve biyolojik süreçlere de kapı aralayacağız. Modern ve fosil çökel sistemlerinin incelenmesindeki teknolojik ve kuramsal gelişmeler, başta kemostratigrafi, devirsel stratigrafi, sekans stratigrafisi olmak üzere, özellikle Kuvaterner ve derin jeolojik devirleri ilgilendiren tarihlendirme tekniklerindeki ilerlemeler bu yıl da jeolojik bakış açımızı etkileyecek ve Türkiye ve Doğu Akdeniz jeolojisini giderek daha iyi seviyede kavramayı sürdüreceğiz. Ayrıca, Deniz ve göl havzalarının jeolojik evrimi, paleoşinografisi, paleolimnolojisi, denizlerin mineral ve hidrokarbon kaynakları ve çökel kirliliği de bu oturumda tartışılacaktır.

Uluslararası niteliğe sahip ve 72 yıldır başarılarla kesintisiz devam eden kurultayımıza kısa özet veya genişletilmiş tam metin ile yapacağınız özgün ve güncel çalışmalar ile katkılarınızı bekliyoruz. Mesleğe gönül veren genç-dinamik araştırmacılarımızın tecrübeli bilim insanları ile tanıştırılması ve ortak çalışmalar yapmak üzere kurultaya katılmalarını özellikle arzu ediyoruz.

73. Uluslararası Katılımlı Türkiye Jeoloji Kurultayında görüşmek dileğiyle.


“TIBBİ JEOLOJİ OTURUMU”

MUZAFFER METİNTAŞ – MUSTAFA NECMİ İLHAN – HÜSEYİN YALÇIN


Jeolojik ortamlar / malzemeler ile canlı sağlığı arasındaki ilişkileri araştıran Tıbbi Jeoloji bilim dalı; ülkemiz coğrafyası ve jeolojik yapısı esas alındığında toplumun geleceği bakımından bir farkındalık / duyarlılık sağlamayı amaçlamaktadır.

Son yıllarda artan endüstrileşme ile birlikte yaşam alanında bulunan doğal malzemelerin (kayaç, mineral, element ve su) düzensiz / plansız kullanımı sonucu Ülkemizin birçok bölgesinde önemli sağlık ve çevre sorunları ortaya çıkmaktadır.

73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda Tıbbi Jeoloji oturumu altında jeoloji-tıp-çevre ekseninde yer alan bilimsel çalışmalar sunulacaktır. Bu amaçla, doğal/yaşam ortamını etkileyen jeolojik, antropojenik ve sosyo-ekonomik/politik ve diğer (iklimsel, hidrolojik, biyolojik) etkenleri kapsayan konuların sözlü ve poster şeklinde sunulmak üzere araştırıcıları 73. Türkiye Jeoloji Kurultayı’na davet ediyoruz.

Okunma Sayısı:
Paylaş: