TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası

Oturum Konuları

75. YIL ÖZEL ŞÜKRAN OTURUMU: Prof. Dr. YÜCEL YILMAZ

Erdinç YİĞİTBAŞ – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Yetmişbir yıldır yapılmakta olan Türkiye Jeoloji Kurultayları ülkemizde yerbilimlerinin gelişimine ve pek çok yerbilimcinin yetişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Benzer şekilde yaşamları boyunca yerbilimlerine önemli bilimsel katkılar yapmış ve öğrencilerinin ülkeye yararlı yerbilimciler olarak yetişmesinde büyük çabalar göstermiş önemli bilim insanlarımız vardır. Ne mutlu ki, onlara olan vefa borcumuzu, olgun dönemlerini yaşarlarken hak ettikleri görkemle kutlayarak ödemeye çalışma fırsatımız da var!

Prof. Dr. Yücel YILMAZ bu niteliklere sahip ülkemizin yetiştirdiği en önemli yerbilimcilerdendir. Bu yıl yetmişbeşinci yaşını idrak eden bu değerli hocamıza olan borcumuzun, yerbilimleri toplumumuz olarak farkındalığını belirtmek ve az da olsa ödeyebilmek amacıyla “75. YIL ÖZEL ŞÜKRAN OTURUMU” düzenlenmiştir. Oturuma, öncelikle hocamızın öğrencilerinin ve çalışma arkadaşlarının konuşmacı ve/veya dinleyici olarak katılmalarını bekliyoruz. Elbette ki bu oturumlar Türkiye Jeolojisinin anlaşılmasına katkılar yapmış tüm değerli meslektaşlarımızın gönüllü katılımlarına da açıktır.

Bu özel şükran oturumlarının bundan sonraki yıllarda da Jeoloji Kurultaylarında gelenekselleştirilerek sürdürülmesini umuyor, Türkiye Jeolojisine emeği geçen tüm hocalarımıza sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

Kadir GÜRGEY – Yakın Doğu Üniversitesi, KKTC

İsmail BAHTİYAR – Türkiye Petrolleri 

Hasan Armağan DERMAN – Türkiye Petrolleri

Kıymetli Yerbilimciler, Alternatif Enerji Kaynakları denildiğinde, hiç şüphesiz akla ilk fosil yakıtların yerine geçebilecek yenilenebilir enerji kaynakları gelmektedir.  Ancak, artan enerji talebi, yenilenebilir enerji teknolojilerinde istenilen verimliliğe ve/veya hedeflere ulaşılamaması nispeten kolay erişilebilir fosil  yakıtlara bağımlılığı azaltamamıştır. Bu nedenle, önümüzdeki dönemlerde de fosil yakıtlara erişimde, bunlardan enerji üretimine yönelik teknolojilerin kullanılması kaçınılmaz görünmektedir. Geleneksel yöntemlerin dışında yeni teknolojilerin kullanımı ile mevcut rezervlerin ekonomiye kazandırılması çalışmaları önemlidir. Bu oturumda fosil kaynakların alternatifi veya fosil kaynaklar olmakla beraber alternatif tekniklerin kullanıldığı alanlarda siz değerli yerbilimcilerin özgün çalışmalarını bekliyoruz. Oturumda ele alınacak konular aşağıda yer almaktadır:

  • Şeyl Gaz arama, çıkarma ve üretim teknolojileri,
  • Metan Hidratlardaki Doğal Gaz Hidratlarına Yönelik Endüstriyel Uygulama Projeleri,
  • Kömür Gazlaştırma Projeleri ve AR-GE Çalışmaları,
  • Bitümlü Şeyl Rezervlerinden Petrol Eşdeğeri Ürünler Elde Edilmesi Konusunda AR-GE Çalışmaları,
  • Hidrojen Teknolojileri ve Ekonomisi Konularında Bilimsel ve Teknik Çalışmalar,
  • Karbon Yakalama ve Depolama Konularında AR-GE Çalışmaları
  • Fosil yakıt üretiminde çevreyi koruyucu üretim teknolojisi uygulamaları

AYVACIK – MİDİLLİ – BODRUM – KOS DEPREMLERİ VE TSUNAMİ ÖZEL OTURUMU

Tuncay Taymaz – İstanbul Teknik Üniversitesi

Stathis Stiros – Patras Üniversitesi, Yunanistan

Ahmet C. Yalçıner – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Nuretdin Kaymakçı – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Bu oturum; Ayvacık, Midilli ve Bodrum-Kos-Gökova Körfezi’nde oluşan Ege Denizi depremlerinin kinematiği ve jeodinamik gelişiminin anlaşılması amacıyla bir tartışma platformu oluşturmayı hedeflemektedir. Bu hedef; statik ve dinamik yer deformasyonu ve kuvvetli yer hareketi verilerinin birleştirilmesiyle sonlu fay modellerini hesaplamak için uydu jeodezi verilerinin (GNSS, InSAR ve yerel GPS ağlarının) kullanımını içerir. Bu tür modeller kuvvetli yer hareketi, tsunami oluşumları, çeşitli sismolojik parametreler ve fay mekanizmasının tanımlanması ile bunun jeolojik – jeomorfolojik anlamının modellenmesinde veri girişi olarak kullanılır. Bu oturumda deprem kaynaklı tsunami sonrası saha gözlemleri, görgü tanıklarının raporları, yüzey kırığı çalışmaları, sayısal tsunami modellemeleri ve bunların sonuçlarına ait gözlem ve ölçmelerle ilgili araştırmaların sunumu beklenmektedir. Gözlemlerimizi ve birikimimizi paylaşmak üzere yerbilimlerinin bu konularındaki tüm disiplinerarası alanlardan gelecek katkıları bekliyoruz.

BÖLGESEL JEOLOJİ – TEKTONİK

Aral OKAY – İstanbul Teknik Üniversitesi

Bora ROJAY – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Erman ÖZSAYIN – Hacettepe Üniversitesi

Bora UZEL – Dokuz Eylül Üniversitesi

Derek THORKELSON – Simon Fraser University, Kanada

Ivan ZAGORCHEV – Bulgarian Academy of Science, Bulgaristan


Bölgesel ölçekteki çalışmaların yer alacağı bu oturum, çok disiplinli olarak yürütülen, önemli jeolojik olaylar ve/veya sınırlarla tanımlanmış alanlar hakkında yapılan araştırmaların sonuç veya ön sonuçlarını içerecektir. Bu çalışmalar genellikle, bölgesel anlamda stratigrafik kaya birimlerinin zamansal ve mekânsal dağılımlarını, bunları etkileyen yapısal unsurları ve deformasyon türlerini, iklim ve östatik deniz seviye değişimlerini ve bunlara etkiyen jeolojik süreçleri konu alır.

Bu oturum kapsamında sunulacak olan gözlem/veri temelli çalışmalar daha önce üretilen tektonik modellerin daha iyi anlaşılmasına ve bu modellerdeki eksiklerin ortaya konularak yeni bakış açılarının geliştirilmesi adına bilimsel bir tartışma ortamı yaratacaktır. Ayrıca bu oturum, Yüksek Lisans veya Doktora düzeyindeki genç yerbilimcilerin için, hem elde ettikleri verileri tartışmaya açabilecekleri, hem de bölgesel anlamdaki yorumlamaları konusunda bilgi paylaşımı yapabilecekleri önemli bir platform olacaktır.


ÇEVRE JEOLOJİSİ 

İrfan YOLCUBAL – Kocaeli Üniversitesi

Fatma GÜLTEKİN – Karadeniz Teknik Üniversitesi

Prosun BHATTACHARYA – KTH Royal Institute of Technology, İsveç

Nurdan AYDIN-DÜZGÖREN – New Jersey City University, ABD

İnsanoğlu ve jeolojik ortam arasındaki etkileşimi inceleyen Çevre Jeolojisi, disiplinler arası bir yaklaşımla insan kaynaklı çevresel sorunların belirlenmesine, ıslahına ve önlenmesine katkı sağlayan Jeoloji’nin önemli bir dalıdır. Ülkemizde ve dünya da Çevre Jeolojisi alanında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi paylaşımı sağlamak ve konunun önemi hususunda farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen bu oturuma sözlü ya da poster sunumlarıyla yapacağınız katkılarınızı önemsiyoruz. Çevre Jeolojisi oturumunda ele alınacak başlıca konular;

  • Madencilik faaliyetlerin çevresel etkilerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve disiplinler arası yeni yaklaşımlar
  • Tehlikeli ve evsel atık deponi alanların yer seçiminde Çevre Jeolojisinin önemi ve yeni uygulamalar
  • Toprak ve yeraltısuyu kirliliğinin kökeni, tespiti ve ıslahı
  • Doğal afetlere dair risk değerlendirme çalışmaları
  • Mühendislik yapılarının çevresel etkilerinin analizi
  • Çevresel ortamlarda kirletici taşınımı ve etkileyen süreçlerin belirlenmesi
  • Su kaynaklarının kirlenme risklerinin belirlenmesinde kullanılan matematiksel yöntemler

DEĞERLİ – YARI DEĞERLİ TAŞLAR

Murat HATİPOĞLU – Dokuz Eylül Üniversitesi

Hamit Haluk SELİM – Istanbul Ticaret Üniversitesi

Meltem GÜRBÜZ – Mersin Üniversitesi

Ayten ÇALIK – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Süstaşları, özgün fiziko-kimyasal özelliklerinden kaynaklanan güzellik ve albenilik, ender bulunma, iri kristal olma ve şekillendirmeye uygunluk olarak ifade edilebilecek nedenler sonucu, özel değer kazanmış mineral (cevher), kaya ve taşlaşmış organik malzeme için geçerli genel bir tanımlamadır. Bundan dolayı süstaşları, eğer iyi kalitelilerse, metalik ve diğer endüstriyel minerallerden ve doğal yapı taşlarından farklıdırlar. Hatta düşük tenör ve küçük rezervli kaynaklar olsalar bile, bunların çıkartılmasında büyük hafriyatlara ve aşırı üretim miktarlarına gerek duyulmaz. Gemology, kıymetli ve yarı kıymetli süstaşlarıyla ilişkili her türlü bilimsel ve ticari uğraşları (örğ. jeolojisi, madenciliği, işletmeciliği, tanımlanması, sentetik üretimi, yapay tedavilenmesi, mıhlanması, pazarlaması ve de arkeogemoloji) kapsar. Bununla beraber, gemolojinin ve ilgili sektörün ekonomik etkisi henüz tam olarak ortaya çıkartılamamıştır. Buradan hareketle,  sempozyumun “Değerli-Yarı Değerli Taşlar Oturumu”, gemolojiksel materyallerlerle (süstaşı mineralleri, süstaşı kayaları ve süstaşı taşlaşmış organik oluşukları) ilişkili her türlü orijinal araştırma, derleme ve vaka takdiminin bildiri özetlerini beklemektedir.


DENİZ, GÖL VE KIYI JEOLOJİSİ

Erol SARI – İstanbul Üniversitesi

Kadir Kürşat ERİŞ – İstanbul Teknik Üniversitesi

Demet BİLTEKİN – Ordu Üniversitesi

Pierre Henry – CEREGE, France

Bu oturum genel olarak Akdeniz, Karadeniz ve Marmara Denizi ile ilgili deniz ve kıyı jeolojisi konularını kapsamaktadır. Bununla birlikte, bu oturum ayrıca Türkiye göllerinin jeolojisi ve eski iklim kayıtlarının belirlenmesine yönelik çalışmaları da kapsamaktadır. Bu bağlamda oturum aşağıda sıralanan konuları içermektedir:

  • Deniz ve göl havzalarının jeolojik evrimi ve neotektoniği
  • Kıyı jeomorfolojisi ve süreçleri
  • Deniz ve göl seviyesi değişimleri ile eski kıyı çizgileri
  • Paleoşinografi, paleolimnoloji, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki su kütlesi değişimleri
  • Deniz ve göl çökellerinde paleoiklim ve deprem kayıtları
  • Denizlerin mineral ve hidrokarbon kaynakları
  • Deniz ve göllerde çökel kirliliği

DOĞA KAYNAKLI AFETLER VE AFET YÖNETİMİ

Orhan TATAR – Cumhuriyet Üniversitesi

Şükrü ERSOY – Yıldız Teknik Üniversitesi

Bülent ÖZMEN – Gazi Üniversitesi

Türkiye, başta deprem olmak üzere tsunami, sel/su baskını/deniz fırtına kabarması, kütle hareketi, şiddetli fırtına, hortum, kuraklık, orman yangını, şiddetli yaz ve kış koşulları, yıldırımlar, göktaşı düşmesi gibi kökeni jeolojik, hidrolojik, meteorolojik, dünya-dışı ve bazen de insan olan doğa kaynaklı olaylarla çok sık olarak karşılaşmaktadır. Yeterli önlemler alınmadığı zaman bu olaylar afete dönüşmekte can ve mal kayıpları meydana gelmekte, Türkiye milli gelirinin %2-5’i her yıl afetler nedeniyle yok olup gitmektedir. Zararların azaltılması için disiplinler arası kapsamlı, etkin çalışmaların yapılması, uygulanması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Etkin bir afet yönetimi için yasal, idari, teknik ve bilimsel yöntemler afet öncesinde belirlenmeli ve yürürlüğe konmalıdır. Kısacası kriz yönetimi değil, risk yönetim anlayışı benimsenmelidir. Afet öncesi hazırlıklı olmayı benimseyen bir risk yönetimi anlayışı çerçevesinde sıradan doğa olaylarının nasıl afete dönüştüğü, önlenebilirliği ve zararlarının azaltılması konusunda gösterilecek çabalarda başta jeoloji meslek insanları ile tüm yerbilimleri disiplinlerinin rolünün ne olması gerektiği bu oturumda örnekleriyle birlikte tartışılması amaçlanmıştır.


DOĞAL YAPI TAŞLARI VE ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER

Cahit HELVACI – Dokuz Eylül Üniversitesi

Atiye TUĞRUL – İstanbul Üniversitesi

Bahadır YAVUZ – Dokuz Eylül Üniversitesi

1947 yılından beri süregelen ve ülkemizin yer bilimleri alanındaki en köklü, saygın ve bilimsel organizasyonu olan Türkiye Jeoloji Kurultayı`nın 71.’si 23-27 Nisan 2018 tarihleri arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi`nde gerçekleştirilecektir.  Bu kongrenin konularından biri olan “Doğal Taş ve Endüstriyel Mineraller” oturumunda jeologlar için özel bir öneme sahip yapı taşları ve boyutlu taşlar ile endüstriyel mineraller üzerinde yürütülen araştırmalar sunulacaktır. Bu bağlamda, aşağıda verilen konular ile bu başlıklara yakın konulardaki çalışmalar oturumun komitesi tarafından değerlendirilecektir.

Doğal Taş ve Endüstriyel Mineraller konularında çalışan siz değerli meslektaşlarımızı aramızda görmek ve ürettiğiniz değerli çalışmaları jeoloji camiası ile paylaşmanız bizleri son derece memnun edecektir.

Doğal Taş

  • Agrega (Beton, Asfalt, Balast, Dolgu malzemesi)
  • Taşların boyutlandırılmış taş olarak kullanılabilirliğini etkileyen jeolojik parametreler (mermer, kaldırım taşı ve dekoratif taşlar)
  • Taş ocağı kalıntılarının değerlendirilmesi
  • Antik ve tarihi binalarda kullanılan doğal taşlar ve sanatsal nesneler.
  • Mühendislik projelerinde kullanılan taşlarda bozunma türleri.
  • Doğal taşların korunması ve restorasyonu
  • Doğal taş üretim ve işleme teknolojileri.
  • Doğal taş ve mimari tasarım

Endüstriyel Mineraller

  • Seramik ve cam endüstrisi için hammaddeler.
  • Çimento ve mineral katkılar için hammaddeler.
  • Tuğla ve kiremit için tuğla ve kiremit hammaddeleri.
  • Doğal taşların diğer kullanımı (taş yünü, dökme bazalt, elyaf vb.)
  • Tuzlar, killer, evaporitler ve diğer endüstriyel mineraller.


FOSİL YAKITLAR VE TEKNOLOJİSİ

Ali İhsan KARAYİĞİT – Hacettepe Üniversitesi

Zühtü BATI – Türkiye Petrolleri

Kimon CHRISTANIS – University of Patras, Yunanistan


Fosil yakıtlar oturumunda, ülkelerin gelişmesinde birincil enerji kaynakları arasında en önemli yeri tutan konvansiyonel/ankonvansiyonel petrol ve doğal gaz ile kömürün ülkemizde ve dünyada aranması ve üretilmesi ile ilgili saha, havza ve bölgesel ölçekte yapılmış jeolojik çalışmaların tartışılması, yeni bulgular ve bu bulgulardan yola çıkarak yapılan değerlendirmeler ve elde edilen sonuçların yer bilimcilerle paylaşılması ve  tartışmaya açılması amaçlanmaktadır.

Bu kapsamda oturumda dünyada  ankonvansiyonel hidrokarbon içeren basenlerde yürütülen çalışmaların yer bilimleri camiası ile paylaşılması ve  ülkemiz sedimanter havzalarındaki ankonvansiyonel doğal gaz ve petrol kaynaklarının varlığına ve tahmini rezervlerine ve arama-üretimine yönelik veri sunan  jeolojik çalışmaların tartışmaya açılması planlanmaktadır.

Aynı şekilde oturumda, son dönemde yapılan jeolojik çalışmalarla varlığı tespit edilen ve ülkemiz  kömür rezervlerinin ciddi şekilde artmasını sağlayan kömür jeolojisi  çalışmalarının ve bu çalışmalarda jeofizik veriler kullanılarak elde edilen yeni bulguların ve varılan sonuçların tartışılması planlanmaktadır. Ayrıca, tüm bu kaynakların aranması, üretilmesi ve birincil enerji kaynağı olarak kullanılması esnasında çevreye karşı duyarlılık konusunda  tartışmaların da yapılabilmesi planlanmaktadır.


GELECEĞİN YERBİLİMCİLERİ OTURUMU

Sena AKÇER ÖN – Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Yavuz KAYA – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Şükran AÇIKEL – Hacettepe Üniversitesi

Ulaş AVŞAR – Orta Doğu Teknik Üniversitesi


23-27 Nisan 2018 tarihleri arasında 71.’si düzenlenecek olan Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda “Geleceğin Yerbilimcileri Oturumu”nda değerli lisans öğrencilerimizi 2. defa ağırlayacak olmanın sevinci içerisindeyiz.

Günümüzde birçok lisans öğrencisi ulusal ve uluslararası projelere katılmakta ve proje desteklerinden faydalanarak kendi araştırmalarını yapmaktadır.  Projelere katılan, kendi projelerini oluşturan lisans son sınıf öğrencilerini bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “Geleceğin Yerbilimcileri Oturumu”nda özgün çalışmalarını sunmaya davet ediyoruz.

Bu özel oturum, genç meslektaşlarımızın;

bilimsel düşüncelerinin gelişmesini destekleyecek, bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlayarak onlara verimli bir ortam oluşturacak, güncel yerbilimi çalışmalarını keşfetmelerine imkan sağlayacak, isimlerini makalelerden, kitaplardan tanıdıkları bilim insanları ile tanışmalarına aracılık edecek, farklı üniversitelerden gelen gelecekteki meslektaşları ile tanışıp kaynaşmalarını sağlayacak ve onlara büyük tecrübe kazandıracaktır.

Bildirilerin, bilimsel kriterlere ve kongre kurallarına uygun olarak, öğrencinin danışmanıyla birlikte ortak isimli hazırlanması gerekmektedir. Öğrenciler üzerlerinde çalıştıkları özgün projelerini/araştırmalarını, kurultay sayfasında belirtilen kurallara uygun olarak (http://www.jmo.org.tr/etkinlikler/kurultay/) sözlü ya da poster olarak sunabilirler.

ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın “Geleceğin Yerbilimcileri Oturumu”nda, genç meslektaşlarımızı ve bilgi ve tecrübeleriyle onlara destek olacak tüm yerbilimcileri aramızda görmek bizleri onurlandıracaktır.

HİDROJEOLOJİ, SU KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ

Hasan YAZICIGİL – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Zübeyde HATİPOĞLU BAĞCI – Mersin Üniversitesi

Müfit Şefik DOĞDU – Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Antonio CAMPBELL – Uluslararası Hidrojeoloji Birliği Başkanı, Portekiz

Ken HOWARD – Toronto Üniversitesi, Kanada


Yeraltısuları hayati önemi olan doğal kaynaklardan biridir. Küresel iklim değişimleri, nüfus artışı ve kentlerin büyümesi, tarım ve sanayi faaliyetlerinin artışı bu kaynağın miktar ve kalitesi ile ilgili sorunları her geçen gün arttırmaktadır.

Bu oturumun amacı yeraltısularının miktar ve kalitesi ile ilgili sorunların çözümüne yönelik olarak yeraltısuyu akım sistemlerinin anlaşılması ve modellemesi, yeraltısuyu kirliliği ve koruma alanları, su kalitesi ve hidrojeokimyasal çalışmalar, kirletici taşınımı ve modellemesi, yüzey ve yeraltısuyu ilişkileri, kıyı akiferleri ve tuzlu su girişimi, karst hidrojeolojisi ve sürdürülebilir su kaynakları yönetimi konularını tartışmaktır. Bu alandaki güncel çalışmaları paylaşmak ve tartışmak üzere tüm araştırmacıları 71. Türkiye Jeoloji Kurultayına davet ediyoruz.


JEOKRONOLOJİ VE İZOTOP JEOLOJİSİ

Nilgün GÜLEÇ – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Quentin CROWLEY – Trinity College Dublin, İrlanda

İsmail Onur TUNÇ – Ardahan Üniversitesi


Değerli Meslektaşlar, 23-27 Nisan 2018 tarihleri arasinda tarihleri arasında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenecek olan 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda Jeokronoloji ve İzotop Jeolojisi konulu bir oturum gercekleştirilecektir Bu oturumun amacı, izotop tekniklerini çeşitli perspektiflerden çalışmakta olan bilim insanlarını biraraya getirmek ve onların konuyla ilgili araştırmalarını sunmalarını, deneyimlerini birbirleriyle paylaşmalarını ve izotop tekniklerindeki yeni gelişmeler konusunda fikir alış-verişinde bulunmalarını sağlayacak bir forum oluşturmaktır. Bu bağlamda, konuyla ilgili araştırmalar yürütmekte olan siz değerli meslektaşlardan oturuma katkıda bulunmaları rica edilmektedir. Kongre hakkındaki ayrıntılı bilgi https://jeolojikurultayi.org/71 sayfasında yer almaktadır.

71. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın Jeokronoloji ve İzotop Jeolojisi konulu oturuma katkılarınız bekler, iyi çalışmalar dileriz.


JEOTERMAL ENERJİ

Özgür AVŞAR – Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Hüseyin KARAKUŞ – Dumlupınar Üniversitesi

Furkan ŞENER – Ömer Halisdemir Üniversitesi

Mahmut PARLAKTUNA – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Dornadula CHANDRASEKHARAM – Indian Institute of Technology, Hindistan


Her ne kadar tüm tahminler önümüzdeki on yıllarda fosil yakıtların toplam enerji tüketimindeki önemini koruyacaklarını gösterse de artan dünya nüfusu yanı sıra her bireyin artan enerji gereksinimi alternatif enerji kaynaklarının toplam tüketim pastasında paylarının artacağına işaret etmektedir. Ülkemiz, coğrafi konumu ve jeolojik özellikleri ile güneş, rüzgar, jeotermal gibi alternatif enerji kaynakları açısından önemli potansiyele sahiptir. Son yıllarda gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ve verilen teşvikler sonucu artan arama – üretim faaliyetleri ile jeotermal enerjinin ülkemiz toplam enerji tüketimindeki payı kayda değer artışlar göstermiştir.

Bu oturumun amacı, jeotermal enerjiye yönelik jeolojik, jeokimyasal, jeofizik vb. konularda yapılmış güncel araştırma sonuçlarının bilimsel bir platformda tartışılmasını sağlamaktır. Bununla birlikte, bu oturum jeotermal enerjinin doğrudan veya dolaylı kullanımına yönelik uygulamaların paydaşlara aktarılmasını sözlü veya poster bildiri sunarak sağlayacak katılımcılara açıktır. Jeotermal konusunda çalışan yerbilimcilerin katılımını ve bilgi paylaşımını bekliyoruz.


KUVATERNER ARAŞTIRMALARI

Ahmet Evren ERGİNAL – Ardahan Üniversitesi

Catherine KUZUCUOĞLU – The National Center for Scientific Research-CNRS, Fransa

Yeşim BÜYÜKMERİÇ – Bülent Ecevit Üniversitesi


Kuvaterner, 2588000 yıl önce başlayıp günümüze kadar uzanan, dünyanın tarihindeki en yakın jeolojik dönemdir. Kuvaterner dönemi, hem dünyadaki hem yerşekillerini hem de yaşamı etkileyen bir dizi büyük ölçekli çevresel değişikliklerle karakterize edilir. Kuvaterner’in en belirgin özelliklerinden birisi, ardışık olarak devam eden uzun süreli buzul dönemler (dünyanın birçok yerinde büyük kıta buzu tabakaları ve dağ buzulu örtülerinin artması) ile  bugünkü sıcaklıklara benzer veya daha yüksek olan daha kısa sıcak dönemleri (buzularası dönemler) içermesidir. Türkiye, Karadeniz, Marmara, Ege ve Doğu Akdeniz gibi farklı havzalara ait kıyılara ve bunları birbirine bağlayan boğazlara sahip  kıtalararası özel bir konumda yer almaktadır. Periyodik olaylar, havzaların bağlantılarına ve izolasyonlarına neden olmuş ve birbirlerine tekrar tekrar bağlanmış ve birbirlerinden izole edilmiştir. Bu nedenle, (1) Kritik çevre koşullarını ve süreçleri tanımlamak için stratigrafik, sedimantolojik, jeokimyasal, paleontolojik, ekolojik ve moleküler verilerin birleştirilmesi yoluyla Kuvaterner jeolojik tarihini ortaya çıkartmak (2) eski ortamlar ve eski yeryüzü şekillerine ait değişiklikleri (iklim, buzullar, deniz seviyesinde dalgalanma, kıyı şeridi göçü, volkanizma vb.) üzerinde durmak ve (3) çevresel değişikliklere insan tepkisini (arkeoloji, paleoantropoloji, göç, geçim stratejisi, fiziksel ve kültürel adaptasyon, vb.) anlamak oldukça önemlidir. Ayrıca, 2,6 milyon yıllık deniz, gölsel ve karasal sistemlerin uzun vadeli doğal biyotik ve abiyotik bileşenlerini anlamak, artan doğal ve insan kaynaklı bozulmalara karşı çevre ve biyolojik çeşitlilik krizlerinin mevcut tepkisi hakkında da değerli bilgiler edinmeye yardımcı olacaktır.


KÜLTÜREL JEOLOJİ VE JEOLOJİK MİRAS OTURUMU

Nizamettin KAZANCI – Ankara Üniversitesi

Nazire Özgen ERDEM – Cumhuriyet Üniversitesi

Mehmet Korhan ERTURAÇ  – Sakarya Üniversitesi

Zeki M. HASSAN – Kerkük Üniversitesi


“Kültürel Jeoloji” ve “Jeolojik Miras” son yıllarda hızla genişleyen iki ayrı yerbilimi açılımıdır. Kültürel Jeoloji; insanın, tarihöncesi dönemden günümüze ortaya koyduğu bütün faaliyetlerine etki eden doğal nedenleri (iklim, coğrafya, çevre, yer şekli, su ve deniz seviyesi değişimleri, yapıtaşları vb), kısaca kültürü yönlendiren jeolojik süreçleri konu etmektedir. Jeolojik Miras, yerkürenin geçirdiği evrimin kalıntıları olup, jeopark ve jeoturizm uygulamaları için mükemmel kaynak değerlerdir. Bunlar günümüzde çok ihtiyaç duyulan doğa koruma ve eğitimi ile sürdürülebilir kalkınma için faydalı araçlardır. Siz değerli yerbilimcileri, Türkiye, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’yı kapsayan yaklaşım, araştırma ve uygulama örneklerinin sunulacağı bu oturuma katılmaya ve çalışmalarınızı bizlerle paylaşmaya davet ediyoruz. Oturumda sunulan bildirilerin uluslararası hakemli bir dergide özel sayı olarak değerlendirilmesi planlanmaktadır.


MAGMATİZMA VE MAGMATİK SÜREÇLER

Ercan ALDANMAZ – Kocaeli Üniversitesi

Sibel TATAR ERKÜL – Akdeniz Üniversitesi

Özgür KARAOĞLU – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Francis O. DUDAS – Massachusetts Institute of Technology, ABD


Değerli Yerbilimciler, 23 – 27 Nisan 2018 tarihlerinde Ankara da gerçekleştirilecek olan 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı kapsamında düzenlenecek “Magmatizma ve Magmatik Süreçler” oturumuna katılımınızı ve katkılarınızı görmekten mutluluk duyacağız. Oturum, magmatik süreçleri çeşitli yönleriyle tartışmayı ve petrojenetik, jeokimyasal ve jeodinamik çalışmalardan ele edilen verilerin kullanımı ile çeşitli tektonik ortamlarda magma oluşumuna yönelik bilgilerimizi paylaşmayı amaçlamaktadır. Oturumun, yer küresinin manto ve kabuk kesimlerinde süregelen magmatik süreçleri oldukça geniş bir çeşitlilikte içermesi beklenmektedir. Buna bağlı olarak, mantoda ergiyik oluşum koşulları ve oluşan ürünlerin özellikleri, tektonik kontrollerin magma kökeni üzerindeki etkileri ve magma taşınım ve depolanma işlemleri ve zamansal dağılımları gibi başlıkları içeren çeşitli tartışma konularına yer verilecektir. Volkanik ve plütonik kaya sistemlerinin, magma kaynak bölgeleri, differansiyasyon süreçleri ve jeodinamik anlamı bakımından tanımlanması ve anlaşılmasına yönelik petrolojik, jeokimyasal, mineralojik ve diğer yaklaşımları kapsayan çalışmalarınızla oturumumuza katkılarınızı beklemekteyiz.


METALİK MADEN YATAKLARI

Necati TÜYSÜZ – Karadeniz Teknik Üniversitesi

Mustafa KUMRAL – İstanbul Teknik Üniversitesi

Mustafa CİHAN – Öksüt Madencilik

Enver AKARYALI – Gümüşhane Üniversitesi


Teknolojideki hızlı yenilenme ve değişime bağlı olarak son elli yılda madenlere olan talep hızla artmıştır. Özellikle elektrikli araç bataryaları, güneş panelleri, rüzgâr tribünleri gibi çağın yeni teknolojilerindeki gereksinimi karşılayabilmek için yakın gelecekte bu talebin daha da artacak olduğu aşikârdır. Türkiye’nin en uzun soluklu bilimsel organizasyonu olan Türkiye Jeoloji Kurultayı madencilik ile ilgili disiplinlerde çalışan araştırmacıların bir araya gelmesi ve bilgi paylaşımı açısından önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Arama ve işletme faaliyetlerinin önemli bir maliyet oluşturduğu madencilik sektörü ile ilgili bilgilerin böylesi bilimsel bir ortamda tartışmaya açılması, doğanın sakladığı yeni hazinelerin elde edilmesi açısından önemli bir referans oluşturacak olup, ülkelerin ekonomisi ve aynı zamanda yarının genç madencilerinin yetişmesi adına da oldukça faydalı sonuçlar verecektir.


METAMORFİZMA VE METAMORFİK KUŞAKLAR

Ali Polat – Windsor Üniversitesi, Kanada

Gültekin TOPUZ – İstanbul Teknik Üniversitesi

Gürsel SUNAL – İstanbul Teknik Üniversitesi


Metamorfizma jeolojik süreçler içerisinde en karmaşık ve anlaşılması farklı disiplinler gerektiren konulardan birisidir. Metamorfizma mineral kimyası, termodinamik ve yapısal jeoloji ile yakından ilişkili bir daldır. 71. Türkiye Jeoloji Kurultayında yer alan bu oturumun temel amacı metamorfizmaya neden olan tektonik süreçler, metamorfizmaya etki eden etmenler ve bunların zamanda ve mekânda dağılımlarıdır. Bu oturum içerisinde tektonizma ile metamorfizma ilişkisi ile ilintili yeni çalışmaların yanında özellikle metamorfizmanın basinç ve sıcaklık koşullarının belirlenmesi ile ilgili yeni yöntem ve yaklaşımlara dair özler de kabul edilecektir. Özellikle metamorfik kayaçlar içerisindeki minerallerin oluşumları ve bir birileri ile ilişkileri, ilerleyen ve gerileyen metamorfik süreçlerde nasıl şekilleniyor bu oturumun ana konularından birisini oluşturmaktadır. Bölgesel ölçekte ise metamorfik kuşaklarla dağ oluşumu ve dalma-batma bölgelerinin ilişkileri oturum içerisinde tartışılması düşünülen konulardandır.


MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ VE JEOTEKNİK

Reşat ULUSAY – Hacettepe Üniversitesi

Hakan ERSOY – Karadeniz Teknik Üniversitesi

Mahmut MUTLUTÜRK – Süleyman Demirel Üniversitesi

M. Celal TUNUSLUOĞLU – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi


23-27 Nisan 2018 tarihleri arasında 71.’si Ankara’da düzenlenecek olan Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın 28 oturumundan biri de “Mühendislik Jeolojisi ve Jeoteknik Oturumu”dur. Bu oturumda başlıca; yeraltı kazılarında ve su yapılarında mühendislik jeolojisi, şevlerin duraylılığı, heyelanlar, depremlerle ilgili zemin davranışları, kaya ve zeminlerin jeomekanik özellikleri/davranışları, kaya kütlesi karakterizasyonu, kent planlamasında mühendislik jeolojisi-jeoteknik, çevre jeotekniği, tarihi yapılarda ve alanlarda mühendislik jeolojisi vd. gibi konulara ve ilgili yöntemlere yönelik uygulamalar ile araştırmalardan elde edilmiş sonuçların tartışılacağı sunumların yapılmasını bekliyoruz.

Bu kapsamda; araştırmacıların, mühendislerin ve karar vericilerin bir araya getirilmesiyle bilimsel ve teknik bir paylaşım platformunun oluşturulmasını amaçladığımız “Mühendislik Jeolojisi ve Jeoteknik Oturumu”na bildiri göndermek ve katılmak üzere sizleri Ankara’da birlikte olmaya davet ediyoruz.


NEOTEKTONİK  VE DEPREMSELLİK

Hasan SÖZBİLİR – Dokuz Eylül Üniversitesi

Süha ÖZDEN – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Veysel IŞIK – Ankara Üniversitesi

Abdolrezza GHODS – Institute for Advanced Studies in Basic Sciences, İran

Volkan KARABACAK – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi


Dünya ölçeğinde son bir yılda oluşan büyük deprem ve volkanik faaliyet gibi kabuksal devinimler yerbilimleriyle uğraşan bilim insanlarının yanı sıra toplumun da “Canlı Yerküre” üzerine yoğunlaşmalarına neden olmuştur. Katastrofik olaylar can ve mal kayıplarına neden olmalarının yanı sıra, Neotektonik dönem ve bölgelerin depremselliklerini anlamaya yönelik önemli bilgiler sağlamışlardır. Bu bağlamda, özellikle depremlere neden olan sismik kaynakların jeolojik, sismolojik ve jeodezik özellikleri ile paleosismolojik geçmişleri konularında çok sayıda ulusal ve uluslararası projeler oluşturularak veri toplandığı bilinmektedir. Bu verilerin sunulması ve sonuçlarının tartışılması için siz değerli bilim insanlarını, 5 gün sürecek olan yerbilimi şenliği sürecinde, 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı “Neotektonik ve Depremsellik” oturumumuza katılımlarınızı bekliyoruz.


OFİYOLİT VE MELANJ

Osman Parlak – Çukurova Üniversitesi

İbrahim Uysal – Karadeniz Teknik Üniversitesi

Utku Bağcı – Mersin Üniversitesi


Ofiyolitler, okyanusal basenlerin evrimini anlamada önemli bir rol oynamakta olup okyanusal litosferin kıta kenarına yerleşmiş kalıntıları olarak değerlendirilmektedir. Ofiyolitler, farklı yaş konağına sahip orojenik kuşaklarda çok çeşitli iç yapı, stratigrafi ve jeokimyasal özellik sunmaktadırlar. Ofiyolitlerin okyanus ortası sırtlar, yay-önü ve yay-gerisi basenler gibi farklı tektonik ortamlarda oluştuğu kabul görmektedir. Ofiyolitlerle ilgili okyanusal kabuk oluşumu, metamorfik dilim ve melanj gelişimi, tektonik yerleşimleri ve maden yatakları oluşumu ile ilgili bir çok model bulunmaktadır.

Bu oturumun amacı (i) Tetis kuşağı ve çevresindeki ofiyolitlerde gerçekleştirilen güncel çalışmaları, (ii) manto ergimesi ve ergiyik/kaya etkileşimi, (iii) ofiyolitlerin oluşumu ve yerleşimi sırasında gelişen metamorfizma olaylarını ve (iv) melanj oluşum proseslerini tartışmaktır. Yurtiçi ve yurtdışından (Balkanlar, Avrupa ve Amerika) bir çok yerbilimciyi ofiyolit ve melanj konularını tartışmak üzere bu oturuma davet ediyoruz.


PALEONTOLOJİ VE BİYOSTRATİGRAFİ

Atike NAZİK – Çukurova Üniversitesi

Ercan ÖZCAN – İstanbul Teknik Üniversitesi

Aynur HAKYEMEZ – Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Bilal SARI – Dokuz Eylül Üniversitesi


Fauna ve floranın sistematik tanımı ve fosil toplulukları ile kayaların göreceli yaşlarının saptanması ve korelasyonu, Dünya’nın biyolojik ve jeolojik evriminin anlaşılmasında en önemli unsurlardır.  Ayrıca, fosiller paleoiklim, ortam ve evrimsel modellerin anlaşılması için yaygın olarak kullanılmaktadır.  Fauna ve floranın zaman ve mekansal dağılımı biyoprovenslerin tanımlanması ve birbirleriyle ilişkilerinin anlaşılmasında anahtardır. ‘Paleontoloji ve Biyostratigrafi’ oturumu, paleontolojinin taksonomi, biyostratigrafi, evrim, paleoekoloji-ortam, paleoklimatoloji ve paleobiyocoğrafya gibi tüm disiplinlerine açıktır. Bu konularda özellikle orijinal çalışmaların sunulmasını destekliyoruz.


SEDİMANTOLOJİ VE SEDİMANTER SÜREÇLER

Mehmet ÖZKUL – Pamukkale Üniversitesi

Faruk OCAKOĞLU – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Ulvican ÜNLÜGENÇ – Çukurova Üniversitesi

Ezher TAGLIASACCHI – Pamukkale Üniversitesi


Saygıdeğer Yerbilimciler, Yeryüzündeki ayrışma, aşınma ve birikme süreçleri ile yolu kesişen tüm araştırmacılar, 2018 yılı Nisan ayında Ankara’da düzenlenecek olan 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda  “Sedimantoloji ve Sedimanter Süreçler Oturumu”nun yürütme sorumluluğu bu yıl aşağıda isimleri belirtilen bizlere verildi. Çoğunlukla çok sayıda bildiri alan ve izleyicisi olan bu oturumu, sizlerin de bildiri sunarak ya da soru ve/veya yorumlarınızla yapacağınız değerli katkılarla bu yıl da verimli bir şekilde gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Sedimantolojinin esasını oluşturan yeryüzü olgularının fiziksel, kimyasal ve biyolojik yönlerinin olması bu oturuma çok-disiplinli bir kimlik kazandırmakta; sunulan bildirilerin etki değerini önemli ölçüde arttırmaktadır.

Yeryüzünün çok farklı coğrafya ve iklimlerinde işleyen ayrışma ve birikme süreçleri ile ürünlerinden başlayıp Yer’in derin tarihinde bugünkünden apayrı koşullarda oluşmuş sedimanter kayaçlara kadar geniş yelpazedeki konulara değinecek bildirilerinize “Sedimantoloji ve Sedimanter Süreçler Oturumu”nda ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyacağız.

Katkılarınızı diler, iyi günler ve iyi çalışmalar dileklerimizle.


SONDAJ YÖNTEMLERİ VE TEKNOLOJİLERİ

Celalettin ŞİMŞEK – Dokuz Eylül Üniversitesi

Mehmet Ruhi AKÇIL – GeoSondaj Ltd. Şti.

Traugott SCHEYTT – Berlin Technische Universität, Almanya


Bu oturumda sunulması beklenilen konuları, güncel sondaj teknolojileri ve uygulamaları, sondaj problemleri ve çözümleri, sondaj kuyusu tasarımı ve teçhizi, sondaj ekipmanlarının seçimi ve verimli kullanımı, sondajda iş sağlığı ve güvenliği, sondaj sıvısının özellikleri ve faydaları, sondaj sıvısı katkıları, sondaj verilerinin kaydedilmesi, raporlanması, değerlendirilmesi.


TIBBİ JEOLOJİ

Muzaffer METİNTAŞ – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Yüksel ÖRGÜN – İstanbul Teknik Üniversitesi

Engin TUTKUN – Bozok Üniversitesi

Jochen BUNDSCHUH – University of Southern Queensland, Avustralya

Iosif VOLFSON – Russian Geological Society, Rusya


Esas bileşenleri elementler, mineraller, kayaçlar, toprak ve su olan jeolojik ortam ile çevre sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleyen disiplinler arası bir bilim dalı olarak tanımlanan “Tıbbi Jeoloji”nin temel amacı “ilgili hastalıkların anlaşılması ile koruyucu ve önleyici halk sağlığı hizmetlerinin planlanmasına katkı sağlamak” olarak belirlenmiştir.

Ana teması “Jeoloji ve Sağlık” olan 71. Türkiye Jeoloji Kurultayında tıp ve yer bilimleri ile ilgili bilim insanlarının ortaklığında çok sayıda tıbbi jeoloji oturumları yer alacaktır.  “Çevre ve İnsan Sağlığı” etkileşimlerini değerlendirip, tartışmak, tıbbi jeoloji biliminin çalışma alanını genişletmek, ülkemizin koruyucu halk sağlığı politikalarının belirlenmesine destek olmak amacıyla, sizleri, çeşitli burs destekleri sağlanacak olan sözlü ve poster sunumlarınızla, soru, görüş ve önerilerinizle 71. Türkiye Jeoloji Kurultayına davet ediyoruz.


USTALAR OTURUMU

Ayhan KÖSEBALABAN – Jeoloji Mühendisleri Odası

Ali YILMAZ – Cumhuriyet Üniversitesi

Ali Vedat ÖYGÜR – Jeoloji Mühendisleri Odası


Jeoloji, gözleme dayanan dolayısıyla sadece kitaplardan öğrenilecek bir bilim değildir. Mesleği uygularken usta-çırak ilişkisi içerisinde öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Mesleğimizin bu gerçeği dikkate alınarak bu oturumda, Türkiye jeolojisine önemli katkılarda bulunmuş emekli meslektaşlarımızın bilgi, görgü ve deneyimleri ile önemli buldukları anılarını genç kuşaklarla paylaşım olanağı sağlanacaktır. Özellikle aktif fayların belirlenmesi ve doğa kaynaklı afetler, önemli mühendislik yapılarının (köprü, baraj, termik santral gibi) zemin etütleri, madencilik, petrol aramaları, su kaynakları, çevre gibi önemli projelerde görev almış meslektaşlarımız bu çalışmalar sırasında karşılaştıkları sorunları ve nasıl aştıklarını genç yerbilimcilere aktaracaklardır. Ayrıca Türkiye’de sanayinin temelini oluşturan doğal kaynaklara ilişkin jeolojik araştırmaların nasıl başladığı ve gelişimine de yer verilecektir.


UZAKTAN ALGILAMA VE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ

Kaan Şevki KAVAK – Cumhuriyet Üniversitesi

Can AYDAY – Eskişehir Anadolu Üniversitesi

Bekir Taner SAN – Akdeniz Üniversitesi


Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri, yer bilimlerinin Jeoloji Mühendislerince daha etkin anlaşılmasına ve gözlenmesine fayda sağlayacak donanımları nedeniyle her geçen gün daha da çok kullanılır hale gelmektedir. Günümüzde konumsal verinin öneminin arttığı bir dönemde yer bilimlerinin artık vazgeçilmez araçlarından birisi de uzaktan algılama teknolojisi ve yöntemleri olmuştur. Günümüzde söz konusu yöntemler, geniş alanlarda jeoloji haritaların yer kontrollü olarak oluşturulmasına çok büyük katkıda bulunmaktadır. Aynı yöntemler interferometri yardımıyla yerkabuğunda yatay ve düşey yönde meydana gelen yer değiştirmelerin saptanmasını sağlamakta ve deprem gibi doğal afetlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi aşamasında bilgi sağlamaktadır. Bütün bunlara ek olarak yine Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ile kısa sürede çok sayıda konumsal veriler yorumlanabilmekte alterasyon bölgelerindeki mineral zonlarının ortaya çıkarılmasına yönelik çalışmalar yapılabilmektedir. Yine bu yeni teknoloji ve yöntemlerle yerbilimleri yenilenebilir enerji arama çalışmalarında (örneğin rüzgar, güneş ve jeotermal) yeni alanlara doğru açılma olanağı bulmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri alanında çalışan, bu konuya emek veren sizleri Tüm Türkiye’yle birlikte 71. Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda paylaşmaya çağırıyor ve bildirilerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.


YEREL YÖNETİM – KENTLEŞME VE JEOLOJİ

Turgut ÖZTAŞ – Jeoloji Mühendisleri Odası

Remzi KARAGÜZEL – İstanbul Teknik Üniversitesi

İrfan YEŞİLNACAR – Harran Üniversitesi

Farklı büyüklüklerde de olsa tüm insan yerleşimleri bir doğa parçası içindedir. Bu nedenle  doğanın sunduğu yerüstü – yeraltı zenginlikleri ve açık ya da gizli barındırdığı makro – mikro risk olguları yanı sıra geçmişin geleceğe devamını sağlayan tarihsel, kültürel ve doğal çevre varlığı öncelikle fark edilmeli, olumlu – olumsuz özellikleri ve yayılımlarıyla tanınmalıdır. Tüm bu doğal olgular; mevcut ve olası yerleşim alanlarıyla olabilecek her türlü etkileşimleri dikkate alınarak irdelenmeli, daha plan aşamasındayken yapılması gereken saptamalarla bir yandan doğal kaynaklardan yararlanılabilme olanakları maksimize edilirken diğer yandan da uygulama – yapılaşma sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek doğal kökenli ve / veya antropojenik olumsuzluklarla karşılaşma olasılığı minimize edilmelidir. Bu noktada yerel yönetimlerin konu hakkındaki bilinç düzeyleri ve yönlendirici karar mekanizmaları yaşamsal önem taşımaktadır.

Durum; başlangıçta “bölgesel ve alansal”, sonrasında “yerel ve noktasal” odaklı olan jeolojik kökenli her tür bilgi ve bulguyu, insan yerleşimlerinin planlanmasına, yapılanmasına, yaşatılmasına, yenilenmesine ve yersel sorunlarının giderilmesine uygulayan “kentsel jeoloji” çalışmalarını zorunlu kılar. Bu bağlamda kentsel jeoloji; “yersel veri”yi kentsel planlama – uygulama kararlarının alınmasında ve yerleşim sorunlarının çözümünde kulanmakta, kentlerin ve ögelerinin yer seçimlerini, mevcut ve olası yapılaşma koşullarını, dönüşümlerini, yeni gelişme alanlarını ve görünür / potansiyel yersel sorunlarını belirlemekte ve çözüm üretmektedir.

Yerel yönetimlerin planlanan, geliştirilen, yaşatılan ve yenilenen, kısaca sürdürülebilir kılınan bir kent oluşturma bağlamında gerçekleştirmesi gereken başlıca kentsel jeolojik çalışma konuları; yersel analiz, yersel sentez, yersel planlama kararları üretimi, yerleşme / yapılaşma alanları – birimleri  için yer seçimi kararları alınması, bölgesel / yerel planlama ve uygulamalarda yerleşme / yapılaşma alanı irdelemesi, yapılaşmaya uygunluk irdelemesi, yaşatma çalışmaları, yapılaşmış çevre analizi, yeniden yapılanma (geri kazanım – dönüşüm) çalışmaları, potansiyel kentsel gelişme stratejilerini, alanlarını ve yönünü belirleme, ana başlıkları altında özetlenebilir.


YERKÜRE – ATMOSFER ETKİLEŞİMİ

Doğuşhan KILIÇ – Paul Scherrer Institut, İsviçre

Alper ÜNAL – İstanbul Teknik Üniversitesi

Fatma ÖZTÜRK – Abant İzzet Baysal Üniversitesi


Yer kabuğunun üzerinde bulunan atmosfer katmanlarının tamamı, dolaylı ya da direkt olarak altında bulunan yer ve su küre ile etkileşim halindedir. Bu etkileşim kimi zaman patlayan bir volkanın tüm Dünya’da hissedilen sıcaklığı anlamlı düzeyde düşürmesi ya da bazen de okyanus yüzeyinin ısınmasıyla atmosferdeki yağış eğilimlerini değiştirmesi olarak kendini gösterir. Yani canlıların hayatını doğrudan etkileyen atmosferik olaylar; üzerinde bulunduğu coğrafya, meteorolojik koşullar, gezegen dışı etkenler, insan aktivitesi gibi faktörler tarafından belirlenir.

Bu oturum yukarıda belirtilen atmosferik olayları belirleyici etkenleri konu almaktadır. Oturumda ele alınacak konular:

  • İklim Bilimi
  • Meteoroloji
  • Atmosfer Kimyası ve Aerosoller
  • Doğa ve İnsan Kaynaklı Emisyonlar
  • Atmosferik Ölçüm Teknikleri
  • Dünya Dışı Atmosferler

Okunma Sayısı:
Paylaş: