Ülkemizin en eski ve saygın bilimsel organizasyonlarından biri olan Türkiye Jeoloji Kurultayı’nın yetmiş yedincisi, “Madencilik ve Çevre” ana teması ile 14-18 Nisan 2025 tarihleri arasında, MTA Genel Müdürlüğü Kültür Sitesi’nde gerçekleştirilecektir.
Anadolu, jeolojik yapısı ve zengin maden yataklarıyla tarihin en eski madencilik faaliyetlerine ev sahipliği yapmış, bu topraklarda binlerce yıl önce başlayan madencilik, uygarlıkların kültürel ve ekonomik gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. İnsanlık tarihi ile madencilik sıkı sıkıya ilişkilidir. Öyle ki bazı madenler tarihi çağlara adını vermiştir. Günümüzde uygarlığın gelişimi neredeyse madenciliğin gelişimiyle özdeşleşmiştir.
Oluşumları on binlerce, milyonlarca yıl süren minerallerin ekonomiye kazandırıldığı faaliyettir madencilik. Aranmasından bulunmasına, işletilmesinden işletme sonrası rehabilitasyonuna kadar tüm aşamalarında Yer Bilimleri Mühendislerinin görev aldığı emek yoğun çalışma alanıdır. Uygarlığın gelişimine paralel artan ihtiyaçların sonucu olarak günümüzde madencilik deniz tabanlarından çöllere, yüksek dağların zirvelerinden ovalara kadar yaygınlaşmış, yer yer kilometrelerce karelik alanlara yayılmış işletmeler halinde yapılmaya başlanmıştır.
Yaygınlaşan madencilik faaliyetleri, ülkelerin geliştirdiği madencilik ve çevre politikalarına rağmen yer yer çevreyi tehdit eder hale gelmiştir. Bu durum Birleşmiş Milletler tarafından da dikkate alınarak, madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini yönetmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla çeşitli programlar ve ilkeler geliştirilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, 2015 yılında kabul edilen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi`nde, madenciliğin çevre üzerindeki etkilerine dikkat çekilmiş ve bu etkinin azaltılması hedeflemiştir. Özellikle "Temiz Su ve Sanitasyon" (Hedef 6), "Sorumlu Üretim ve Tüketim" (Hedef 12) ve "İklim Eylemi" (Hedef 13) gibi hedeflerle, madencilik sektöründe çevre dostu uygulamaların teşvik edilmesi amaçlanmıştır. Bu hedefler doğrultusunda, madencilik faaliyetlerinin doğal kaynakları kirletmeden yapılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi konular vurgulanmıştır.
Çevre dostu madencilik tekniklerinin geliştirilmesi, kaynakların verimli kullanılması ve doğal yaşamın korunması, artık günümüz jeoloji biliminin önemli konularıdır. Sürdürülebilir madencilik, doğal kaynakları elde ederken çevreye ve ekosistemlere en az zararı vermeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu bağlamda yer bilimleri mühendislerinden, maden yataklarının bulunması ve değerlendirilmesinin yanı sıra çıkarılacak kaynağın bulunduğu bölgenin jeolojik yapısını detaylı inceleyerek bölgenin ekosistem üzerindeki olası etkilerini belirlemesi, jeolojik analizler yaparak, maden çıkarma işleminin yapılacağı bölgedeki yeraltı su kaynaklarının korunmasına ve toprak yapısının bozulmamasına yönelik planlar yapması beklenmektedir.
Kurultayımız, uygarlığımızın gelişmesinde ana unsurlardan biri olan madenlerin aranması, bulunması gibi konuların yanında, yaşamamız için elzem olan çevremizin de madencilik faaliyetlerinden minimum etkilenmesi için yapılması gerekenler hakkında topluma ve karar vericilere doğru, etkili bilgiyi vermek amacındadır. Ayrıca Kurultayımız, yerbilimleri ile ilgili temel konuların tartışıldığı, yerbilimlerine gönül vermiş araştırmacılar ile iletişim kurulacağı bir ortam sağlamayı da amaçlamaktadır.
77. Kurultayımızın yerbilimleri camiasına yakışır ve başarılı bir şekilde gerçekleşebilmesi, siz değerli meslektaşlarımızın katılım ve katkıları ile mümkün olacaktır. Ayrıca, yerbilimci dostlarımızın Kurultay içinde özel oturum, sergi, panel, teknik gezi ya da sosyal etkinlik düzenlemeye ilişkin desteklerinden de mutluluk duyacağımızı şimdiden belirtmek isteriz.
Düzenleme Kurulu